Obezitenin tedavisinde türlü yollar denense de aslında ciddi genetik yatkınlık genelde bu tedaviye engel olmakta, hormonlar da buna ilave engel olmaktadır. Çağımızın hastalığı obeziteyi kalıcı olarak nasıl yeneriz konusunu sizler için yazdık. Bu satırlarımızı okumaya başladıysanız ciddi bir yol alacağınız şimdiden neredeyse tamamdır. Gerisi size kalmış….
- Öncelikle kararlı olun!
Amacınız sadece zayıf olmak değil, sağlıklı beslenmek, sağlıklı yaşamak olmalı ve bu uğurda ciddi bir karar almalısınız. Unutmayın “başlamak bitirmenin yarısıdır!” demiş atalarımız.
- Yardım alın!
Açlık krizlerinizin altında bilinçaltı problemlerinizin, mutsuz yaşam şeklinizin, iş ya da özel hayatınızdaki yapamadıklarınızın neden olmadığından emin olun. Zira siz en ufak psikoloji travmada ağır duygusal açlık krizlerine geri dönebilirsiniz. Bu durumda profosyonel destek almaktan kaçınmayın…
- Doktor şart!
İyi bir uzman tarafından muayene ve tetkik edilmelisiniz. Bu muayene esnasında tüm tetkikler gözden geçirilmeli, yaşam tarzınız, beslenme düzeniniz araştırılmalıdır. Bazı vitaminlerin eksikliği sizde iştah artmasına ve kilo vermenizin durmasına neden olabilir. Detaylı tetkik ve değerlendirmeden sonra gerekli tedavinin planlanması ve başlanması gerekebilir.
- Buzdolabınızdaki tüm paketli ürünlerden kurtulun!
Evet doğru duydunuz, tüm paketli ürünler değişik kodlarda renklendirici, kıvam artırıcı, koruyucu vs gibi adlarla katkı maddeleri içerirler. Hatta tuz ile kavrulmuş kuruyemişler bile lezzet artırıcı katkı maddeleri içerirler. Bunlar;
- Kavrulmuş kuruyemiş,
- Çekirdek,
- Hazır çorba,
- Cips,
- Mısır veya yulaf gevrekleri,
- Sucuk, salam, sosis,
- Paketli puding vs,
- Abur cubur tüm atıştırmalıklar,
Tamamından kurtulun…
- Probiyotik beslenmeye önem verin! Hafif ve sağlıklı yemekler pişirmeyi deneyin!
Nasıl olacak demeyin, sebzeleri buharda veya az yağlı mutlaka mevsiminde tüketmeye ve pişirmeye gayret edin. Kışın sıklıkla balık tüketmeye, mevsim dışı sebzeler yerine haftada bir kuru baklagil pişirmeye özen gösterin. Mevsiminde yenen taze sebze ve meyve sadece kilo kontrolünüzü sağlamaz hem yüksek antioksidan içerir, aynı zamanda barsak floramızı da korur. Bağışıklık sistemimizin güçlü olmasını sağlar. Taze mayalanmış yoğurt, kefir, kurubaklagiller, sirke ve turşu sofralarımızdan eksik olmasın.
- Bol su tüketin!
Unutmayın metabolizmanızı hızlandırmanın en iyi yollarından biri bol su içmekten geçer. Su sadece kilo kaybı ve kontrolünü sağlamaz, cildimizin ve barsaklarımızın da daha sağlıklı olmasına neden olur. Her gün mutlaka 2 litreden fazla su tüketin. Tansiyon probleminiz yoksa günde 1-2 bardak yeşil çay içebilirsiniz.
- Akşam vakitli yatın, erken kalkın!
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, obez bireylerde gece geç yatma davranışı sıklıkla görülen bir durum. Uzun süren geç saatlere kadar oturma eyleminin ardından akşam atıştırma alışkanlığı, abur cubur tüketme isteği de yine sıklıkla görülen bir davranıştır. Akşam geç yatma ve yiyecek tüketme alışkanlığı hormonal yapının bozulmasını tetiklemekte ve akşam tüketilen gıdaların neredeyse tamamının depolanmasına neden olmaktadır. Sabah erken kalkıp güne mutlaka bir kahvaltıyla başlamak güne hem enerjik başlamanıza hem de bazal metabolizmanızın ateşlenmesine neden olacaktır. İlk başta bu düzeni sağlamak zor gibi görünse de bir süre yaptığınız takdirde akşam acıkmalarınız azalacak, sabah daha rahat kahvaltı edebileceksiniz, çünkü hormonal yapınız da size ayak uyduracaktır.
- Egzersiz şart!
Spor salonuna üye olsanız dahi gitmiyorsanız, bir hocayla spora başlamak iyi gelecektir. Ya da disiplinli bir arkadaş ile tempolu yürüyüşler de başlangıç için fena sayılmaz. Ama düzen şart, haftada 2-3 gün spor hayatınızda mutlaka olmalı.
- Tartılın!
Tüm değişimleri takip etmek için haftada birkaç defa düzene girdikten sonra haftada 1 mutlaka tartılın ve kaydedin. Sadece tartınızı değil, beslenme günlüğü tutup saat saat yediğiniz, içtiğinizi mutlaka kaydedin, işte o zaman nerede hatalar yaptığınızı kendiniz de artık görebileceksiniz.
Tüm bunlar aslında bir çoğumuzun çoğu zaman hayatında alışkanlığa dönüşmüştür. Yukarıda yazdıklarımızın belki de çoğunu biliyoruz ancak geçici süre değil, uzun süreli yaşam şekli ve alışkanlıklara dönüştürdüğümüz zaman yüklerimizin en azından önemli bir kısmından kurtulmamız mümkün…
Sağlıkla ve Sevgiyle….